Türkiye’de 17 Ağustos’tan beri devam eden
yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla birlikte, hükümet soruşturmanın,
Gezi Parkı ardından yapılan ikinci bir darbe girişimi olduğu söylemini benimsendi. Bu darbe komplosunun ardında ise ABD ve Israil koalisyonu olduğu
belirtildi.
Ekonomik açıdan hükümetin bu iddiasının doğru
olup olamayacağını test etmek gerekiyor.
Türkiye’nin ABD ile ticaret hacmi 2008 yılından 2012 sonuna kadar yüzde 21 artarak 19,7 milyar dolara ulaştı. ABD’den 2012’de alınan malların toplamı 14 milyar dolar olurken, ihracat 5,6 milyar dolardı.
Invest.gov.tr sitesinde yer alan Hürriyet’in
haberine göre Türkiye’de 2007’den Aralık 2012’ye kadar 400 yeni ABD şirketi
açılırken, toplam Amerikalı şirket sayısı 1200’e ulaştı.
Türkiye’de Microsoft, Procter and Gamble, IBM gibi dev şirketlerin yatırımı bulunuyor.
Türkiye’de Microsoft, Procter and Gamble, IBM gibi dev şirketlerin yatırımı bulunuyor.
Gezi parkı olaylarından önce yabancıların elinde
bulunan hisse senedi stoku 80 milyar dolar, DIBS stoku 71,8 milyar dolar, REPO
ise 12,6 milyar dolardı. Yani yabancıların elinde 164,4 milyar dolardı. Yaşanan
politik çalkantılarla yabancıların varlıkları yüzde 25 eridi.
ABD’de politik sistemin belkemiği lobiciliktir.
Şirketler, kendi faydalarına olacak kanunları lobiciler aracılığıyla geçirmeye
çalışarak, yurt dışındaki yatırımları da maksimum garantiye almaya çalışırlar.
ABD’de şirketlerin neden ticaretlerini,
yatırımlarını ve girişimlerini Türkiye’de yaşanacak politik bir karmaşa ile
riski atmak isteyecekleri benim anlamayacağım bir konu.
İkinci olarak dünya piyasaları artık çok karmaşık ve birbiriyle bağımlı oldu. Bir ülkede yaşanacak ekonomik kriz, ormanda başlayan bir yangına benzer. Ormanda başlayan bir yangını kontrol altına almak, çevrede bulunan yerleşim yerlerine sıçramasını engellemek zordur. Türkiye’de başlayacak krizin aynen 1998 yılında Tayland’da başlayan kriz gibi dünyanın geneline sıçramasına engel olabilmenin imkanı neredeyse yoktur. ABD ve İsrail daha küresel ekonomik düzelme kırılgan iken kendilerine de sıçrayacak bir ekonomik krizi neden çıkartmak istesin?
Üçüncü olarak ABD ve İsrail’in başka bir ülkede
kriz başlatmaya yetecek ekonomik ve siyasi etkinliği olduğu da başka bir
tartışma konusudur. Tüm ülke istihbaratları birbiriyle bilgi paylaşımı yapar,
birbirinden habersiz olarak enformasyon elde etmeye çalışır. Ancak ülkelerin
başka bir ülkedeki gelişmeleri ordu ve ekonomik ambargolar kullanmadan ne kadar
engelleyebildiği ve ya başlatabildiği ayrı bir analiz konusudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder