
Kaldıraç oranı bir kurumun ne kadar borçlu olduğunu
göstirir. 10 TL’lik bir sermayesi olan şirket 100TL borç alırsa bu şirketin
kaldıraç oranı 10’a 1 olur. Bir şirketin kaldıraç oranı ne kadar fazla olursa
aldığı riskler ve iflas olasılığı da o kadar artar. Lehman Brothers batmadan
önce 40’a 1 oranında kaldıraçlıydı. Bu da portföyünde yaşayacağı %2,5’luk bir
değer kaybının şirketin tüm sermayesini sileceği anlamına geliyordu. Nitekim
Lehman’ın elinde tuttuğu mortgage portföyünde daha büyük kayıplar yaşandı.
Lehman battı. Dünyada ise 1929 Büyük Buhranı’ndan bu yana yaşanan en büyük kriz
patlak vermiş oldu.
Satyajit Das, Avrupa Merkez Bankası’nın 10 milyar euroluk
kendinden gelen ve Avrupa Bankalarının sağladığı 80 milyar euroluk kaynakla
toplamda 90 milyar euroluk özsermayeye sahip olduğunu söyledi. Buna karşılık
bilanço büyüklüğü 3 trilyon eurodan fazla olan Merkez Bankası’nın kaldıraç
oranının da 38’e 1 olduğu Das’ın söylemleri arasında yer aldı.
Das ayrıca AMB’nin sağladığı kaynakların hiçbir şekilde
Avrupa’nın temel sorunlarını çözmek için kullanılmadığını da iddia etti:
“Avrupa bankaları benim Sarkozy trade'i dediğim olayı
yapıyorlar. Avrupa Merkez Bankası'nın sağladığı fonlarla %1'lik faizle
borçlanıyorlar. Bu arada aldıkları bu borçları karşılayacak teminat da
gösteremiyorlar. Sonra aldıkları borçlarla sorunlu ülke tahvilleri alıp,
güzelce kar ediyorlar. Böylece Merkez Bankası'nın sağladığı likidite ise
Avrupa'nın en ufak yapısal problemlerini çözmek için bile kullanılamıyor.
Ülkelerin borçluluk oranları azaltılamazken sadece kısa dönemli finansman
sağlanıyor. Avrupa sorunlarını çözmek için önlem paketlerine güveniyor. Ancak
bize Irlanda, İspanya ve Portekiz'in gösterdiği bir şey var ki aşırı sıkı bir
mali politika ve özel sektörde aşırı borç azaltımı beraberinde ressesyonu getiriyor
" şeklinde konuşan Das, Avrupa için karanlık bir tablo çizmiş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder