1) SORUNLU ÜLKELERE VE HÜKÜMETLER ARACILIĞI İLE BANKALARA VERİLEN YARDIMLAR EKONOMİYE GİRMİYOR:
Bunun en büyük sebebi bankaların gerek ABD’de olsun, gerek Avrupa’da olsun şirketlere ve bireyelere kredi vermemesi. Bankalar, ortamı çok riskli gördükleri ve sermaye yapılarını BASEL III kanunlarına göre daha da güçlendirmeleri gerektiği için kredileri kestiler. Kredi alamayan şirketler ise ya batıyor, yada işçi çıkartarak küçülüyorlar. Merkez Bankalarınca basılan paralar krediyle son kullanıcıya erişemediği için işsizlik de patlıyor.
2) BANKALAR KÖTÜ EKONOMİK DURUMU BAHANE EDİYOR ÇÜNKÜ KREDİ VERMEK İSTEMİYOR:
Dünyadaki neredeyse tüm büyük merkez bankaları rekor düşük oranlarda bankalara kredi sağlıyor. Avrupa Merkez Bankası gösterge faizi %0,75’e indirdi, ABD’de ise zaten çok uzun süredir %0. Hatta Avrupa Merkez Bankası toplam büyüklüğü 1 trilyon Euro’yu bulan 2 tane de LTRO (uzun vadeli likidite operasyonu) ile bankalara %0 faizle 3 yıllık kredi verdi. Bankaların 2 seçeneği vardı:
- Bu para ya şirketlere ve bireylere kredi olarak verilebilirdi
- yada bankalar %0 riskle garanti kar elde edebilirlerdi.
Bankalar hayır kurumları olmadıkları ve tek düşündükleri kendi karları olduğu için halka kredi vermeyi seçmediler. Bunun yerine %0 faizle aldıkları parayı, güvenli gördükleri devlet tahvilleri almakta ve biraz da riskli ülkelerin tahvillerini toplamakta kullandılar. Böylelikle risk alıp yılda %6-7 kar etmektense, hiç risk almadan ve bedavaya %2 oranında kar sağlayabiliyorlar. Bedava çünkü Avrupa Merkez Bankası sorgusuz sualsiz bankaların tüm finansman ihtiyacını karşıladı. Bankalar riskli gördükleri şirketlere kredi sağlamazken, Avrupa Merkez Bankası yüksek riskli bankalara bile kredi sağladı.
3) PEKİ MERKEZ BANKALARI, ÖZEL BANKALARIN EKONOMİYE KAYNAK SAĞLAMADIĞINI BİLE BİLE NEDEN HALA PARA POMPALIYOR?
Merkez Bankaları’nın asıl görevi fiyat istikrarı ve enflasyon hedeflemesi olarak bilinir. Başkanları, Başbakanlar yada ülke Başkanları tarafından atanır. Görünürde bağımsız kurumlar gibi olsalar da yapılarını biraz incelediğimizde durumun farklı olduğunu görürürüz. Şimdi gerek Fed’in gerekse AMB’nin yapısına bakalım:
a. FED’in YAPISI: ABD Merkez Bankası Federal Reserve (Fed) yönetici üyeleri, dönemsel seçilen 12 bölgesel merkez bankaları başkanlarından (Chicago Fed, New York Fed gibi) ve daimi üyelerinden oluşur. Merkez Bankası başkanını önerilere göre ABD başkanı atar. Şimdi burada kilit nokta, bölgesel merkez bankalarının da özel bankalar tarafından sermayelendiren özerk kuruluşlar olduğunda. Örneğin New York Merkez Bankası’nın yönetim kurulun üyelerinin bazılarına bir bakalım:
- Jamie Dimon – JP Morgan CEO’su (Class A)
- Richard Carion – Puerto Rico’lu Banco Popular’ın CEO’su (Class A)
- Paul Mello – Solvay Bank CEO’su (Class A)
- Lee Bollinger (YKB), Columbia Üniversitesi Rektörü (Class C)
- Kathryn Wylde (YKB Yardımcısı), New York Fonu başkanı (Fon’da Rupert Murdoch dahil 9 milyarder iş adamı bulunuyor)
Böyle bir yapıda Jamie Dimon’ın ve diğer milyarderlerin büyük ağırlığı olacağı şüphesiz. Yani önce bölgesel Fed’ler sonra da federal Fed’in büyük bankaların yoğun baskısına maruz kalacağı şüphesiz.
b. AMB’nin YAPISI: Peki Avrupa Merkez Bankası’nın daha farklı bir yapısı mı var? Aksine, Avrupa Merkez Bankası diğer merkez bankaları tarafından fonlanıyor: Peki AMB'yi fonlayan Merkez Bankaları'nın Yönetim kurullarında kim oturuyor: Tabii ki Fed'de olduğu gibi özel bankaların üst kurul yöneticileri. Bir örnek vermek gerekirse İngiltere MB'sında kimler mi var: LLOYD's dan yönetici direktör, özel fon yönetcileri....
Eğer siz AMB'ye para sağlayan bir ülke Merkez Bankası'nın yönetim kurulunda çalışan, özel bir banka yöneticisiyseniz. Kimin çıkarını korursunuz? Tabii ki kendi bankanızın...
Euro Bölgesi Bankaları
|
Capital Key (%)
|
Paid-up Capital (€)
|
Nationale Bank van België /
Banque Nationale de Belgique
|
2,4256
|
180.157.051,35
|
Deutsche Bundesbank
|
18,9373
|
1.406.533.694,10
|
Eesti Pank
|
0,179
|
13.294.901,14
|
Central Bank of Ireland
|
1,1107
|
82.495.232,91
|
Τράπεζα της Ελλάδος (Bank of
Greece)
|
1,9649
|
145.939.392,39
|
Banco de España
|
8,304
|
616.764.575,51
|
Banque de France
|
14,2212
|
1.056.253.899,48
|
Banca d'Italia
|
12,4966
|
928.162.354,81
|
Kεντρική Τράπεζα Κύπρου / Kıbrıs
Merkez Bankası
|
||
(Central Bank of Cyprus)
|
0,1369
|
10.167.999,81
|
Banque centrale du Luxembourg
|
0,1747
|
12.975.526,42
|
Bank Ċentrali ta' Malta
|
0,0632
|
4.694.065,65
|
De Nederlandsche Bank
|
3,9882
|
296.216.339,12
|
Österreichische Nationalbank
|
1,9417
|
144.216.254,37
|
Banco de Portugal
|
1,7504
|
130.007.792,98
|
Banka Slovenije
|
0,3288
|
24.421.025,10
|
Národná banka Slovenska
|
0,6934
|
51.501.030,43
|
Suomen Pankki – Finlands Bank
|
1,2539
|
93.131.153,81
|
Toplam:
|
69,9705
|
5.196.932.289,36
|
Euro Bölgesi Dışından:
|
||
Българска народна банка
(Bulgarian National Bank)
|
0,8686
|
3.505.013,50
|
Česká národní banka
|
1,4472
|
5.839.806,06
|
Danmarks Nationalbank
|
1,4835
|
5.986.285,44
|
Latvijas Banka
|
0,2837
|
1.144.798,91
|
Lietuvos bankas
|
0,4256
|
1.717.400,12
|
Magyar Nemzeti Bank
|
1,3856
|
5.591.234,99
|
Narodowy Bank Polski
|
4,8954
|
19.754.136,66
|
Banca Naţională a României
|
2,4645
|
9.944.860,44
|
Sveriges Riksbank
|
2,2582
|
9.112.389,47
|
Bank of England
|
14,5172
|
58.580.453,65
|
Total
|
30,0295
|
121.176.379,25
|
ÖNERİLER:
Eğer hükümetler ve Merkez Bankaları, özellikle de AMB ve
Fed, paranın ekonomiye girerek istihdamın artmasını istiyorlarsa, sağlanan
kredileri direk bankalara değil tüketicilere sağlamalılar. Bunun da iki yolu
var:
- 1 Bankaları denetleyerek belli miktarlarda kredinin ekonomiye, özellikle de KOBİ’lere sağlandığından emin olmak. Bunu gerekirse zorlayarak yapmak
- 2 Özel kapsamlı bir banka kurarak KOBİ’lere kredi sağlamak.
2. Seçeneğin KİT’lere yada Sosyalist yapıya götüreceğini
savunanların ise şu anda hükümetlerin kaç bankada hisse aldıklarına bakmaları
gerekiyor. Fed de AMB de yeri geldiğinde bankaları devletleştirdiler. En
azından devletleştirme yapılıyorsa bu halkın faydasına yapılabilir.
SONUÇ:
Mevcut kriz bankalara yarıyor. Sıfır riskle kar yapıyorlar
ve ellerini taşın altına sokmuyorlar. Mevcut düzen de bankaların çıkarlarını
korumak için kurulduğu için krizin yakın vadede çözülme şansı yok gibi duruyor.
Gene zengin’in zenginleştiği, fakirin de fakirleştiği bir dönemdeyiz. Bu kriz
bize görünürde özerk olan kuruluşların da aslında güçlü olanları ve mevcut
sistemi korumak için kurulduğunu da gösteriyor
çok aydınlatıcı ve bilgilendirici bir yazı...
YanıtlaSil