Bu Blogda Ara

9 Temmuz 2012 Pazartesi

FAİZİ İNDİR İNDİR NEREYE KADAR? NEDEN BU KRİZ DÜZELMİYOR? CEVAP: BİRİLERİ KRİZDEN KAR EDİYOR DA ONDAN. EKONOMİK GERÇEKLER VE BİRAZ KOMPLO TEORİLERİ....

Eski Başbakan Papandreau’nun Yunanistan’ın borcunu ödemekte zorlanacağını açıkladığı Kasım 2009’dan bu yana 3 sene geçti. Ancak Avrupa Borç krizinde arpa boyu kadar yol katedilemedi. O zaman Avrupa Birliği’nden yardım isteyen ülke yokken bugün bu sayı 5’e ulaştı. Hafta geçmiyorki bir ülkenin banka sistemini kurtarmak için milyarlarca Euro sisteme pompalanmasın. Bu kadar büyük çapta yardımlar yapılırken bu sorunlar 3 yıldır çözülemiyor. İşsizlik Euro bölgesinde tarihinin en yüksek seviyesinde, hükmetler paranın ekonomiye girememesinden şikayetçi. O zaman sorunları, altında yatan gerçek sebepleri ve olası GERÇEKTEN İŞE YARAYABİLECEK çözümleri inceleyelim.




1) SORUNLU ÜLKELERE VE HÜKÜMETLER ARACILIĞI İLE BANKALARA VERİLEN YARDIMLAR EKONOMİYE GİRMİYOR: 


Bunun en büyük sebebi bankaların gerek ABD’de olsun, gerek Avrupa’da olsun şirketlere ve bireyelere kredi vermemesi. Bankalar, ortamı çok riskli gördükleri ve sermaye yapılarını BASEL III kanunlarına göre daha da güçlendirmeleri gerektiği için kredileri kestiler. Kredi alamayan şirketler ise ya batıyor, yada işçi çıkartarak küçülüyorlar. Merkez Bankalarınca basılan paralar krediyle son kullanıcıya erişemediği için işsizlik de patlıyor.


2) BANKALAR KÖTÜ EKONOMİK DURUMU BAHANE EDİYOR ÇÜNKÜ KREDİ VERMEK İSTEMİYOR:





Dünyadaki neredeyse tüm büyük merkez bankaları rekor düşük oranlarda bankalara kredi sağlıyor. Avrupa Merkez Bankası gösterge faizi %0,75’e indirdi, ABD’de ise zaten çok uzun süredir %0. Hatta Avrupa Merkez Bankası toplam büyüklüğü 1 trilyon Euro’yu bulan 2 tane de LTRO (uzun vadeli likidite operasyonu) ile bankalara %0 faizle 3 yıllık kredi verdi. Bankaların 2 seçeneği vardı:


  • Bu para ya şirketlere ve bireylere kredi olarak verilebilirdi 
  • yada bankalar %0 riskle garanti kar elde edebilirlerdi. 


Bankalar hayır kurumları olmadıkları ve tek düşündükleri kendi karları olduğu için halka kredi vermeyi seçmediler. Bunun yerine %0 faizle aldıkları parayı, güvenli gördükleri devlet tahvilleri almakta ve biraz da riskli ülkelerin tahvillerini toplamakta kullandılar. Böylelikle risk alıp yılda %6-7 kar etmektense, hiç risk almadan ve bedavaya %2 oranında kar sağlayabiliyorlar. Bedava çünkü Avrupa Merkez Bankası sorgusuz sualsiz bankaların tüm finansman ihtiyacını karşıladı. Bankalar riskli gördükleri şirketlere kredi sağlamazken, Avrupa Merkez Bankası yüksek riskli bankalara bile kredi sağladı.


3) PEKİ MERKEZ BANKALARI, ÖZEL BANKALARIN EKONOMİYE KAYNAK SAĞLAMADIĞINI BİLE BİLE NEDEN HALA PARA POMPALIYOR? 


Merkez Bankaları’nın asıl görevi fiyat istikrarı ve enflasyon hedeflemesi olarak bilinir. Başkanları, Başbakanlar yada ülke Başkanları tarafından atanır. Görünürde bağımsız kurumlar gibi olsalar da yapılarını biraz incelediğimizde durumun farklı olduğunu görürürüz. Şimdi gerek Fed’in gerekse AMB’nin yapısına bakalım: 


 a. FED’in YAPISI: ABD Merkez Bankası Federal Reserve (Fed) yönetici üyeleri, dönemsel seçilen 12 bölgesel merkez bankaları başkanlarından (Chicago Fed, New York Fed gibi) ve daimi üyelerinden oluşur. Merkez Bankası başkanını önerilere göre ABD başkanı atar. Şimdi burada kilit nokta, bölgesel merkez bankalarının da özel bankalar tarafından sermayelendiren özerk kuruluşlar olduğunda. Örneğin New York Merkez Bankası’nın yönetim kurulun üyelerinin bazılarına bir bakalım: 


  1. Jamie Dimon – JP Morgan CEO’su (Class A) 
  2. Richard Carion – Puerto Rico’lu Banco Popular’ın CEO’su (Class A)
  3. Paul Mello – Solvay Bank CEO’su (Class A)
  4. Lee Bollinger (YKB), Columbia Üniversitesi Rektörü (Class C) 
  5. Kathryn Wylde (YKB Yardımcısı), New York Fonu başkanı (Fon’da Rupert Murdoch dahil 9 milyarder iş adamı bulunuyor) 


 Böyle bir yapıda Jamie Dimon’ın ve diğer milyarderlerin büyük ağırlığı olacağı şüphesiz. Yani önce bölgesel Fed’ler sonra da federal Fed’in büyük bankaların yoğun baskısına maruz kalacağı şüphesiz.


 b. AMB’nin YAPISI: Peki Avrupa Merkez Bankası’nın daha farklı bir yapısı mı var? Aksine, Avrupa Merkez Bankası diğer merkez bankaları tarafından fonlanıyor:  Peki AMB'yi fonlayan Merkez Bankaları'nın Yönetim kurullarında kim oturuyor: Tabii ki Fed'de olduğu gibi özel bankaların üst kurul yöneticileri. Bir örnek vermek gerekirse İngiltere MB'sında kimler mi var: LLOYD's dan yönetici direktör, özel fon yönetcileri....


Eğer siz AMB'ye para sağlayan bir ülke Merkez Bankası'nın yönetim kurulunda çalışan, özel bir banka yöneticisiyseniz. Kimin çıkarını korursunuz? Tabii ki kendi bankanızın...





Euro Bölgesi Bankaları
Capital Key (%)
Paid-up Capital (€)
Nationale Bank van België / Banque Nationale de Belgique
2,4256
180.157.051,35
Deutsche Bundesbank
18,9373
1.406.533.694,10
Eesti Pank
0,179
13.294.901,14
Central Bank of Ireland
1,1107
82.495.232,91
Τράπεζα της Ελλάδος (Bank of Greece)
1,9649
145.939.392,39
Banco de España
8,304
616.764.575,51
Banque de France
14,2212
1.056.253.899,48
Banca d'Italia
12,4966
928.162.354,81
Kεντρική Τράπεζα Κύπρου / Kıbrıs Merkez Bankası
(Central Bank of Cyprus)
0,1369
10.167.999,81
Banque centrale du Luxembourg
0,1747
12.975.526,42
Bank Ċentrali ta' Malta
0,0632
4.694.065,65
De Nederlandsche Bank
3,9882
296.216.339,12
Österreichische Nationalbank
1,9417
144.216.254,37
Banco de Portugal
1,7504
130.007.792,98
Banka Slovenije
0,3288
24.421.025,10
Národná banka Slovenska
0,6934
51.501.030,43
Suomen Pankki – Finlands Bank
1,2539
93.131.153,81
Toplam:
69,9705
5.196.932.289,36
Euro Bölgesi Dışından:
Българска народна банка (Bulgarian National Bank)
0,8686
3.505.013,50
Česká národní banka
1,4472
5.839.806,06
Danmarks Nationalbank
1,4835
5.986.285,44
Latvijas Banka
0,2837
1.144.798,91
Lietuvos bankas
0,4256
1.717.400,12
Magyar Nemzeti Bank
1,3856
5.591.234,99
Narodowy Bank Polski
4,8954
19.754.136,66
Banca Naţională a României
2,4645
9.944.860,44
Sveriges Riksbank
2,2582
9.112.389,47
Bank of England
14,5172
58.580.453,65
Total
30,0295
121.176.379,25







ÖNERİLER:

Eğer hükümetler ve Merkez Bankaları, özellikle de AMB ve Fed, paranın ekonomiye girerek istihdamın artmasını istiyorlarsa, sağlanan kredileri direk bankalara değil tüketicilere sağlamalılar. Bunun da iki yolu var:

  1. 1     Bankaları denetleyerek belli miktarlarda kredinin ekonomiye, özellikle de KOBİ’lere sağlandığından emin olmak. Bunu gerekirse zorlayarak yapmak
  2. 2     Özel kapsamlı bir banka kurarak KOBİ’lere kredi sağlamak.


2. Seçeneğin KİT’lere yada Sosyalist yapıya götüreceğini savunanların ise şu anda hükümetlerin kaç bankada hisse aldıklarına bakmaları gerekiyor. Fed de AMB de yeri geldiğinde bankaları devletleştirdiler. En azından devletleştirme yapılıyorsa bu halkın faydasına yapılabilir.

SONUÇ:

Mevcut kriz bankalara yarıyor. Sıfır riskle kar yapıyorlar ve ellerini taşın altına sokmuyorlar. Mevcut düzen de bankaların çıkarlarını korumak için kurulduğu için krizin yakın vadede çözülme şansı yok gibi duruyor. Gene zengin’in zenginleştiği, fakirin de fakirleştiği bir dönemdeyiz. Bu kriz bize görünürde özerk olan kuruluşların da aslında güçlü olanları ve mevcut sistemi korumak için kurulduğunu da gösteriyor

1 yorum:

  1. çok aydınlatıcı ve bilgilendirici bir yazı...

    YanıtlaSil